Dolgu yapıldıktan sonra bastırınca ağrı olması normal bir durum değildir.
Bu ağrı genellikle:
nedeniyle ortaya çıkar. Ağrı kendiliğinden geçmez, beklemek doğru değildir. En kısa sürede diş hekimine gidip dolgunun ve dişin kontrol edilmesi gerekir. Erken müdahale, kanal tedavisi gereksinimini önleyebilir.
Dolgudan sonra ağrı, diş tedavisi yaptıran pek çok kişinin karşılaşabildiği bir durumdur. İşlem sonrasında dişte hassasiyet, basınca karşı ağrı ya da zaman zaman sızlama hissi oluşabilir. Bu durum çoğu zaman geçici olup dolgunun dişe ve çevre dokulara uyum süreciyle ilişkilidir. Ancak ağrının süresi, şiddeti ve ne zaman ortaya çıktığı, altında yatan nedenin anlaşılması açısından önem taşır.
Dolgudan sonra ağrının ne zaman başladığı ve ne kadar sürdüğü, yaşanan durumun değerlendirilmesi açısından oldukça önemlidir. Bazı kişilerde ağrı dolgu işleminin hemen ardından hissedilirken, bazı durumlarda ağrı birkaç gün sonra ortaya çıkabilir. Bunun nedeni, diş dokusunun yapılan işleme verdiği tepkinin kişiden kişiye değişmesidir.
İlk 24–48 saat içerisinde hissedilen hafif sızlama, basınca karşı hassasiyet veya çiğneme sırasında oluşan rahatsızlık genellikle normal kabul edilir. Bu süreçte diş, dolgu materyaline ve yapılan işlemlere uyum sağlamaya çalışır. Özellikle derin çürüklerin temizlenmesinden sonra yapılan dolgular, diş sinirine daha yakın olduğu için iyileşme süreci daha uzun olabilir.
Ağrının süresi çoğu zaman birkaç gün ile birkaç hafta arasında değişir. Zamanla şiddetinin azalması ve aralıklı hale gelmesi iyileşmenin bir göstergesi olarak değerlendirilir. Ancak ağrı sabit şekilde devam ediyorsa, şiddetleniyorsa veya haftalar geçmesine rağmen azalma göstermiyorsa, bu durum basit bir uyum sürecinin ötesinde değerlendirilmeli ve kontrol edilmelidir.

Dolgudan sonra oluşan ağrının tek bir nedeni yoktur; çoğu zaman birden fazla faktör bu duruma yol açabilir. En sık karşılaşılan nedenlerden biri, dolgunun dişle olan temasının ideal seviyede olmamasıdır. Dolgu yüzeyinin yüksek kalması, çiğneme sırasında dişe normalden fazla baskı binmesine ve bunun sonucunda ağrı hissedilmesine neden olabilir.
Bir diğer önemli neden, dolgu işlemi sırasında diş sinirinin tahriş olmasıdır. Çürük derinleştikçe sinir dokusuna olan mesafe azalır ve yapılan işlemler siniri daha hassas hale getirebilir. Bu durumda diş, sıcak-soğuk temasına ya da basınca karşı daha duyarlı olabilir.
Ayrıca dolgunun altına sızan bakteriler, çürüğün tam olarak temizlenmemesi veya dolgu ile diş arasında mikroskobik boşlukların oluşması da ağrıya yol açabilir. Bazı vakalarda ise dişte önceden var olan çatlaklar, dolgu sonrasında daha belirgin hale gelerek ağrı hissini artırabilir.
Dolgu sonrası hassasiyet, özellikle sıcak, soğuk, tatlı veya asitli yiyeceklerle temas edildiğinde ortaya çıkıyorsa ve kısa süreliyse genellikle normal kabul edilir. Bu hassasiyet çoğu zaman birkaç saniye sürer ve uyaran ortadan kalktığında kendiliğinden geçer.
Yeni yapılmış bir dolgunun ardından diş dokusu çevresel etkilere karşı geçici olarak daha duyarlı hale gelir. Bu durum, dişin iyileşme ve uyum sürecinin doğal bir parçası olarak değerlendirilir. Hassasiyetin günler içinde azalması ve günlük yaşamı ciddi şekilde etkilememesi beklenir.
Ancak hassasiyetin süresi uzuyor, giderek artıyor veya dinlenme halinde bile devam ediyorsa bu durum normal kabul edilmez. Bu tür belirtiler, dolgunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğine işaret edebilir.
Dolgudan sonra oluşan ağrı bir ayı aşıyor, zonklayıcı bir karakter kazanıyor veya gece uykudan uyandıracak kadar şiddetliyse mutlaka değerlendirilmesi gerekir. Bu tür ağrılar genellikle dişin iç yapısında daha ciddi bir sorunun habercisi olabilir.
Uzun süreli ağrı, diş sinirinin kalıcı olarak etkilenmiş olabileceğini, dolgunun altında devam eden bir problemin bulunduğunu ya da dolgunun dişle uyumunun bozulduğunu gösterebilir. Bu durumda dolgunun düzeltilmesi, yenilenmesi veya farklı bir tedavi planı uygulanması gerekebilir.
Ağrının ihmal edilmesi, sorunun ilerlemesine ve daha kapsamlı tedavilere ihtiyaç duyulmasına yol açabilir. Bu nedenle şiddetli veya geçmeyen ağrılarda erken değerlendirme büyük önem taşır.
Dolgu sonrası hafif ağrı ve hassasiyet durumlarında günlük alışkanlıklarda yapılacak küçük değişiklikler rahatlama sağlayabilir. İlk günlerde aşırı sıcak veya soğuk yiyeceklerden kaçınmak, dişin uyum sürecini destekler. Sert, yapışkan veya kabuklu gıdalar çiğnerken dolgu yapılan dişi zorlamamak da önemlidir.
Dişlerin düzenli olarak ancak nazik bir şekilde fırçalanması, diş ipi kullanımının ihmal edilmemesi ve ağız hijyenine dikkat edilmesi iyileşme sürecine olumlu katkı sağlar. Gerektiğinde kısa süreli ağrı kesici kullanımı tercih edilebilir; ancak bu durum kalıcı bir çözüm olarak görülmemelidir.
Evde alınan önlemlere rağmen ağrı devam ediyorsa veya şiddetleniyorsa, bu durum basit bir hassasiyetin ötesinde olabilir. Böyle durumlarda profesyonel değerlendirme geciktirilmemelidir.